Kitabım Hakkında

Resim
  Uzun zamandır zihnimde dönüp duran anıların, düşüncelerin bir dışavurumu olabilecek bir fikir ile kitap yazmaya başladım.  Sürecin içeriği değiştirdiği bir kitap olabileceği gibi, çoğu insanın kendi hayatından kesitler bulabileceği, aynı zamanda felsefi fikirlerim ile bunları birleştirdiğim bir yapı olacak.  Blog yazmaktan ziyade kitap yazmanın farklı bir duygusu var.  Sayfalar size içinizdekileri dökmenizi söylüyor, beden bunu uyguluyor, zihin ise sürekli kontrolcü bir yapıda bazı yazılanları silip bazılarını tebrik ediyor.  İnsanın kendisi ile çatışmaya girdiği bir alan orası. Kitabın yazım sürecini uzun bir süreye ayırmaya karar verdim. Birkaç yıl içerisinde yaşadıklarım ile eşleştireceğim fikirler sayesinde yaklaşık bin sayfaya kadar çıkarmayı düşünüyorum.  Bunun risklerinin farkındayım. Sıkıcı olmaması, sürükleyici ve bilgilendirici olması gerek.  Bu yüzden yıllara böldüm.  Gelişmeleri ve yeni fikirlerimi kitabım haricinde burada da paylaşa...

Kendimizi Anlamaya Çalışmak

 

"Ruhun derdi içinde ve kaçamaz kendi kendinden." 

-Horatius

Öyle sanıyorum ki bir çoğumuz bir dostumuzla oturup, dostumuzun derdini  masa dertten alev alıncaya kadar dinledikten sonra ona öğütler veririz. Dostunuz avuntu değil de öğüt isteseydi ve uysaydı bunlara eğer, verdiğiniz öğütler yüksek ihtimalle işe yarardı. Ve yine bir çoğumuz verdiğimiz öğütlerden o kadar eminizdir ki hiç şüphesiz işe yarayacağını düşünürüz. Yalnız kaldığımızda öğütlerimizle kıvanç bile duyarız. Bana öyle geliyor ki bunu kişi kendine kolay kolay uygulayamaz. Dostunun sorununa bu kadar çabuk çözüm bulmasının sebebi sorunu tüm çıplaklığıyla dışarıdan  görmesidir. Başını, sonunu...

Dünyanın özgün şekli neredeyse uzaya çıkılmadan tam olarak bir açıklığa kavuşmadı. Aynı zamanda balıklar okyanustan başka bir dünya bilmez derler. Zihnimizde ki sorunu tam anlamıyla saptayamamak, kolay çözüm üretip eyleme geçememekte buna benzer. Eğer sorunu "tüm çıplaklığıyla" görürsek, ona çözüm üretebiliriz. Dostumuzu karşımızdan alıp on dakikalığına evine gönderelim ve onun yerine kendimizi oturtup dostumuzmuș gibi konuşup sorunu bulup, ona öğüt vermesi, dinlemesi, bir ayna yaratması  kendine dışarıdan her açıyla bakması büyük kâr olur bence. Bir yerde okumuştum "Gelişimimiz için bir aynaya ihtiyacımız var" diyordu düşünür. Ruhumuza dışarıdan bakarak neresinin karanlık olduğunu görebiliriz, buna mukabil ruhun sürekli içinde olmak,  nerede neyin olduğunu bilmeyi zorlaştırır. İçinizden, ruhunuza bağlı olarak bir çift gözün çıkıp sizi dışarıdan yoklaması dileğiyle...
"Onlar kendileriyle değil, başkalarıyla konuşmayı öğrendiler"
Cicero 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Testere Filminden Replik

Sadece Bir An İçin

Pablo Neruda - Unutmak Yok