Kitabım Hakkında

Resim
  Uzun zamandır zihnimde dönüp duran anıların, düşüncelerin bir dışavurumu olabilecek bir fikir ile kitap yazmaya başladım.  Sürecin içeriği değiştirdiği bir kitap olabileceği gibi, çoğu insanın kendi hayatından kesitler bulabileceği, aynı zamanda felsefi fikirlerim ile bunları birleştirdiğim bir yapı olacak.  Blog yazmaktan ziyade kitap yazmanın farklı bir duygusu var.  Sayfalar size içinizdekileri dökmenizi söylüyor, beden bunu uyguluyor, zihin ise sürekli kontrolcü bir yapıda bazı yazılanları silip bazılarını tebrik ediyor.  İnsanın kendisi ile çatışmaya girdiği bir alan orası. Kitabın yazım sürecini uzun bir süreye ayırmaya karar verdim. Birkaç yıl içerisinde yaşadıklarım ile eşleştireceğim fikirler sayesinde yaklaşık bin sayfaya kadar çıkarmayı düşünüyorum.  Bunun risklerinin farkındayım. Sıkıcı olmaması, sürükleyici ve bilgilendirici olması gerek.  Bu yüzden yıllara böldüm.  Gelişmeleri ve yeni fikirlerimi kitabım haricinde burada da paylaşa...

Testere Filminden Replik





İnsanın aklına bir anda bir replik gelir ve aslında hayatınızla ne kadar bağdaştırabileceğinizi fark edersiniz. Benim şuan aklıma gelen replik, en sevdiğim film olan Testere (SAW) filminden. Başrol oyuncusu JigSaw yani (Tobin Bell)' in serinin ikinci filminde söylediği;

''Evet, rahatsızım. Beni içten içe yiyen hastalıktan rahatsızım. Ellerindekinin kıymetini bilmeyen insanlardan rahatsızım. Başkalarının acılarını önemsemeyenlerden rahatsızım. Hepsinden rahatsızım...'' Repliğidir.

Cümle cümle tartışalım isterseniz bu repliği. ''Beni içten içe yiyen hastalıktan rahatsızım'' kısmını kendi beyin tümörü için söylüyor. ''Ellerindekinin kıymetini bilmeyen insanlardan rahatsızım.'' Şimdi bu cümle sadece eşyalar, mal, mülk değil. Bütün her şeyi, arkadaşları, dostları, aileyi her şeyi kapsıyor. ''Başkalarının acılarını önemsemeyenlerden rahatsızım.'' Bu cümlede filmin konusunu da biraz ele almış oluyoruz. Şimdi ''Adam film boyunca millete tuzak kuruyor o milletin acısını önemsemiş oluyor mu ki?'' Diye soranlar olabilir. Filmde de bir çok kez belirtilmiş olan açıklamayı ben de yazayım. Hayatının değerini bilmeyen, kendine veya çevresindeki insanlara zarar veren insanlara hayatlarının değerini anlamaları için oyun oynuyor. Yani kurtulmak bir nevi hayata bağlanma çabası ile eşdeğer bir şey.

Blogumda sürekli insanlık ile ilgili yazılar yazıyorum. Bundan dolayı acaba ''Bu da çok iyi bir insanmış gibi ders vermeye çalışıyor'' diye düşünenler oluyor mu diye merak ediyorum. Emin olun öyle bir amacım yok. İnsan düşündüğü, istediği insan olamaz bazen ama o iyi bir insanın nasıl olması gerektiğini herkes bilir. Ben de bildiğim kadar biliyorum ve yazmayı sevmeye çalıştığım için burada yazmak istiyorum. Kağıdı elime alsam bir kaç cümleden sonra sıkılır yazmayı bırakırım ama klavyenin verdiği bir rahatlık var ve bu sayede aklımdaki bir kaç şeyi şu ana kadar yazdığım üç yazı ile 100 küsür kişiye ulaştırabilmişim. Arada sevdiğim filmlerin replikleri hakkında düşüncelerimi yazıp sizlere hem film önerisi de yapmış olmak istiyorum. Siz de yorum olarak film önerebilir, düşüncelerimle ilgili yanlış gördüğünüz konularda beni uyarabilirsiniz sonuçta bilgi paylaştıkça çoğalır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadece Bir An İçin

Pablo Neruda - Unutmak Yok