Kitabım Hakkında

Resim
  Uzun zamandır zihnimde dönüp duran anıların, düşüncelerin bir dışavurumu olabilecek bir fikir ile kitap yazmaya başladım.  Sürecin içeriği değiştirdiği bir kitap olabileceği gibi, çoğu insanın kendi hayatından kesitler bulabileceği, aynı zamanda felsefi fikirlerim ile bunları birleştirdiğim bir yapı olacak.  Blog yazmaktan ziyade kitap yazmanın farklı bir duygusu var.  Sayfalar size içinizdekileri dökmenizi söylüyor, beden bunu uyguluyor, zihin ise sürekli kontrolcü bir yapıda bazı yazılanları silip bazılarını tebrik ediyor.  İnsanın kendisi ile çatışmaya girdiği bir alan orası. Kitabın yazım sürecini uzun bir süreye ayırmaya karar verdim. Birkaç yıl içerisinde yaşadıklarım ile eşleştireceğim fikirler sayesinde yaklaşık bin sayfaya kadar çıkarmayı düşünüyorum.  Bunun risklerinin farkındayım. Sıkıcı olmaması, sürükleyici ve bilgilendirici olması gerek.  Bu yüzden yıllara böldüm.  Gelişmeleri ve yeni fikirlerimi kitabım haricinde burada da paylaşa...

Kişilik Tanımlamaları (Kısa)



1.

Nasıl yani? onlar yüzlerinize bakmadılar mı sizi kendileri gibi sanıp haince planlar düşündüğünüzü düşünüp?

Anlık bakışlarını yakalamadınız mı hiç birinin? Şüphesiz ki bir tane yok onlardan. Her yerdeler ve en yakınınız olma rolünü dahi iyi oynamaktalar.

Bu rolü izlemek iyi midir size göre ey uyanmamışlar?!

Onlar ki küstahça planlarını ufak ufak işlerler ve öyle sabırlılardır ki; asla pes etmezler bu emellerinden ötürü.

Bakınız şimdi gözlerine, işte tam şimdi! gördünüz mü o bakışları? Göremediyseniz tekrar bakın!



Yakalayacaksınız sonunda...


2.

Onların dışında kabuğuna vurduğunuzda size tüm içini kusanlar da vardır.

Onların gerçek yüzünü göstermeleri, maskelerini çıkarmaları zordur fakat sağlam bir şekilde kabuklarına vurursanız maskelerini kısa sürelik çıkarırlar.

Çıkardıklarında ise kim olursanız olun! Sizi aşağılamaktan geri kalmayacaklardır.


3.

Bazıları da vardır ki yaşadıkları hayatı çevresindekilerin o an ki düzenlerine göre değişikliğe uğratırlar.

Bunları her yöne çekmek mümkündür ve rotayı sizin belirlemenize izin verirler çoğu zaman.

Kendi hayatlarını yaşamaz, coşku nerede ise orada bulunur, hayatlarını bir düzene sokamazlar.


4.

Bakın işte şu tutarsızlara! Anlık yaşayanlardır bunlar. Tüm gelirlerini anlık zevklerine harcarlar.

Gelir maddiyat değildir sadece, o ayrıca zamandır da.

Çocukları, onları üst akıllara taşıyacak olan varlıkları dahi umursamaz, kendi çukurlarında gezinirler.


5.

İçlerinde öyle sabırsızlar vardır ki size öfkesini göstermek için pusuda anlarını beklerler.

Yaptıkları iyilikleri gün yüzüne çıkarmak için midir bu bekleyiş?

Evet tam da bunun için bekler; zamanı gelince sudan çıkıverirler.

Kendinizi geri çekmeye mi çalıştınız onların karşısında?

Öyleyse daha da geri iterler sizi ve gurur duyarlar bundan da.


6.

Bir de küçük kız çocukları vardır aralarında.

Bunlar onları kızdırdığınız ya da istemedikleri davranışları yaptığınız anda küçük kız çocukları gibi olur, düşmanlaşırlar.

Bunlara karşı yapmanız gereken tek şey huylarına gitmek; olduğunuz insan değil, istedikleri insan olmaktır.

Fakat bu çözüm müdür?

Değildir dostlarım, kuruyan bedenim şahit size; eğer ona güveniyorsanız hala.


7.

Arkanızdan konuşanlara göz yumun, çünkü anlamayacaklardır göz yumduğunuzu.

Şimdi diyeceksiniz ki; ''Bu sefer göz yumduğumuzu anlamamaları onların kârına olmaz mı?''

Olmaz dostlarım.

Çünkü onlar; arkanızdan konuştuklarını fark ettiğinizi söyleyip onlara sorsanız dahi öyle olduğunu kabullenmeyecek, beyinleri bunu anladığınıza yetmeyecek, hatırlamıyormuşçasına beyinlerini boşaltacaklardır.

Ya da, hatırlayacak ama size durumu alternatif, ele gelir şekilde anlatacaklardır.

Bu iki yüzlülere müsamaha göstermemek için kendi hallerine bırakmak gereklidir.

Değil midir?


8.

Gözlerini ayırmazlar da yüzlerinize bakmazlar mı?

Bakarlar! Tuzaktır onların amacı ve sizi kendilerince en kötü duruma düşürmeye çalışırlar.

Öncelikle sormamız gereken soru ''Gerçekten olacak şey en kötü müdür?'' olmalıdır.

Değildir dostlarım.

En kötü durum bu olsaydı eğer hayat dindarların cennetinden farklı olur muydu?

Onlar bunu kötü sayarlar ve sizi fark etmeden tuzağa düşürürler.

Üstlerine gidin. Şüphesiz ki suçu işleyenin üstüne giden suça alet olan değil, karşı çıkandır.

Çivi çiviyi söker!


9.

Ölüm arzusu iliklerime kadar işlemeye başladı dostlarım.

Bundan dolayı mutsuz değilim. Tam tersine bundan dolayı huzurluyum ki sorunları giderecek olan ölümdür.

Yaşadığı her dakika, her saniye suda durmak zorunda olan timsah düşünün.

İki saat sonra kanındaki oksijen miktarı düşecek ve ölüme yaklaşacaktır.

Suda yaşamak zorunda olduğu zaman olursa eğer, o andan itibaren bu zorunluluk yerini ölüme bırakacaktır, bırakmak zorundadır.


10.

Ne yani? Böyle olmadığını mı iddia edersiniz? Hepiniz olduğunuz hayatta yaşamak zorunda olan, ruhları ölüme yaklaşan bireyler değil misiniz?

Sonuç aynı olduktan sonra zamanının bir önemi var mıdır?

Timsah sonuç olarak sona ulaşacaksa ve başka çaresi yoksa; ölümün erken gelmesi sorun olmaktan çıkmaz mı?


11.

Böylelikle oluştu işte tüm sonlar. Ve yaşamı zorlaştıran insanlar, bazı yaşamların son bulmasını da hüküm kıldı.

Bu hayvanlar için de geçerliydi.

Gelişmeyi beceren tür, beceremeyen türü öldürdü ve kanı ile beslendi.

Gelişmeyi beceremeyen türün suçu var mıydı peki?

Hayır yoktu, o sadece olanla yetinmeyi, bu amaç uğruna, diğerlerini ölümden kurtarmak uğruna ölmeyi yeğledi.

Kendisi beslenirse diğerini öldürmek zorunda kalacaktı.

Diğeri beslenirse, kendisini feda etmiş olacaktı.

Ve etti...

Peki kendini uğruna feda ettiği buna değdi mi?

İşte burada feda edenin vicdanı devreye girdi ve ''Değdi ki yaptım'' dedi.

Böylesine uzaktı bencillikten...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Testere Filminden Replik

Sadece Bir An İçin

Pablo Neruda - Unutmak Yok