Kitabım Hakkında

Resim
  Uzun zamandır zihnimde dönüp duran anıların, düşüncelerin bir dışavurumu olabilecek bir fikir ile kitap yazmaya başladım.  Sürecin içeriği değiştirdiği bir kitap olabileceği gibi, çoğu insanın kendi hayatından kesitler bulabileceği, aynı zamanda felsefi fikirlerim ile bunları birleştirdiğim bir yapı olacak.  Blog yazmaktan ziyade kitap yazmanın farklı bir duygusu var.  Sayfalar size içinizdekileri dökmenizi söylüyor, beden bunu uyguluyor, zihin ise sürekli kontrolcü bir yapıda bazı yazılanları silip bazılarını tebrik ediyor.  İnsanın kendisi ile çatışmaya girdiği bir alan orası. Kitabın yazım sürecini uzun bir süreye ayırmaya karar verdim. Birkaç yıl içerisinde yaşadıklarım ile eşleştireceğim fikirler sayesinde yaklaşık bin sayfaya kadar çıkarmayı düşünüyorum.  Bunun risklerinin farkındayım. Sıkıcı olmaması, sürükleyici ve bilgilendirici olması gerek.  Bu yüzden yıllara böldüm.  Gelişmeleri ve yeni fikirlerimi kitabım haricinde burada da paylaşa...

Toplumda Bencillik



İnsanların birbirleri üzerinde üstünlük kurma çabası asırlardır olan bir şey ve bunun üzerine yazılacak en ufak bir yazı bile bence önemli niteliktedir. Zamanlar içerisinde üst sınıf olarak belirlenen, iş sahibi, şirket sahibi insanların üst sınıf olarak belirlenmesine sebep olan nedir? Bir aşağılık kompleksi mi, yoksa üstün insanlar görmekten zevk alma duygusu diye bir his var da o mu buna sebep oluyor bilmiyorum. Bahsettiğim konu komünizm sistemi değil fakat kapitalist sistemi de savunuyor değilim. Burada önemli olan kısım, zengin insanın nasıl zengin olduğu ya da sadece çalışan bir insanın belirli sebeplerden dolayı iş bulamamış insanlardan kendini üstün görmesi. Buna sebep olan birkaç neden tespit ettim ki dahasını da bilenler vardır bunlar; ego, bencillik ve öz güven eksikliğini bir işe bağlayarak güçlendirme ve bunu tam anlamıyla sağlayabilmek için karşısındaki çalışmayan insanı ezmeye çalışma çabasıdır. Peki ilk çağlardan beri insanların üstünlük hakkında anlayışı neden bu kadar katı ve aşılmazdır? Çünkü az önce de bahsettiğim gibi insanların egosu ve bencillikleri kendilerini diğer insanlardan üstün görmeye itmiş, bunu da o insanlara çok güzel bir şekilde yedirip kabullenmelerini sağlamışlardır.

Kapitalizm hakkında yazdığım yazıda da belirttiğim konulara yeniden değinerek insanlığın, bu tarz bir durumu kabullenmesi ancak sevdiği insanlara karşı olabilir ki buna da kim olursa olsun karşı çıkmak erdemliktir ve o kişi eğer bunu anlayacak biri ise hatasını fark etmesine sebep olabilir. İnsanlar arasında belirli yaşam düzeyleri istesekte istemesekte vardır ve bunu aşmanın yolu paylaşmaktır. Örnek vermek gerekirse, bir marangoz diğer marangozdan daha iyi işini yaptığı zaman, onun bununla övünmesi yerine diğerinden artı olan yönlerini onunla paylaşıp onu da geliştirmesi doğru bir hareket olacaktır. Fakat insanoğlu bazı tanrılar gibi (başka zaman bu konuya da gireceğiz) bencil olduğu için sürekli kendi olumlu yanlarını öne sürüp, başkasında olmayan o özellikler ile karşısındakini düşürme planı yapar. Şüphesiz ki en bencil varlıklarız.

Yukarıda bahsettiğim konuya yakın olarak bir konuya daha değinmek istiyorum ki onu söylediğimde yukarıdaki yazdıklarımı kendim uygulamıyormuşum gibi anlaşılmasın. Herkesin kendine özgü yetenekleri vardır bunu bulup bulmamak kişinin çabalarına bağlıdır. Bu konuyu yukarıdaki yazdıklarım ile ortak kılan şey ise marangoz örneği gibi. Marangozluk bir yetenek işidir ama yeteneği marangozluk olmayıp iyi piyano çalmak olan bir insanla marangoz yan yana oturduğunda marangoz ben piyanistten daha iyi dolap yaparım derse bu onun aşılmaz narsistliğine denk gelir. Piyanist ben marangozdan daha hızlı piyona çalarım derse bu da aynıdır. Demek istediğim eğer piyanist marangozdan ahşap kesmeyi öğrenmek istiyorsa marangoz da ona öğrettiği için övünüyorsa bu güzel bir şey olabilir ama gereksizdir. Bir işi öğretmek güzel bir şeydir fakat bununla övünüp her yerde anlatmak yanlıştır. Ortasını bulmak ise kişiye kalır sonuç olarak öğrettiğine dair bir cümle kurmak yanlış sayılamaz, cümleye göre değerlendirilir. Bir işte en başarılı insan, onu paylaşabilendir.

Konuyu ortak bir yerde tam burada bağlayabiliriz. Toplumda üst insan olarak görülen kısım toplumdan topluma göre değişir. Bir köyde bir muhtar en üst insan sayılabildiği gibi, bir şehirde oranın en zengini en üst sayılabilir. Toplumları birbirlerinden farklılaştıran budur. Bu kesinlikte yanlış olmasına rağmen hayatımızın gerçeğidir. Muhtarlığı şuanki muhtardan daha iyi yapabilecek bir kişi olabilir köyde fakat sırf seçilmediği için şuanki muhtar o işi daha iyi yapıyor gözükebilir çünkü elinde bazı şeyler için fırsat vardır. Diğer aday ise fırsatı olmadığı için bir şeyler yapamadığından dolayı öylece sönüp gidecektir. Eğer şanslı ise belki bir sonrakine seçilip kendini gösterir. Hayatın her alanında, her konuda bu böyle ilerliyor ve bundan oldukça şikeyetçiyim. Bunun böyle olmasının sebebi ise şikayetçi olmayıp kabullenen inanlar yüzündendir. Geri kafalı bu sürü yüzünden, uyanmış, bazı şeylerin farkında olan insanlar da aynı bencil, işini bilmeyen baş kişilere uymak zorunda kalır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Testere Filminden Replik

Sadece Bir An İçin

Pablo Neruda - Unutmak Yok