Kitabım Hakkında

Resim
  Uzun zamandır zihnimde dönüp duran anıların, düşüncelerin bir dışavurumu olabilecek bir fikir ile kitap yazmaya başladım.  Sürecin içeriği değiştirdiği bir kitap olabileceği gibi, çoğu insanın kendi hayatından kesitler bulabileceği, aynı zamanda felsefi fikirlerim ile bunları birleştirdiğim bir yapı olacak.  Blog yazmaktan ziyade kitap yazmanın farklı bir duygusu var.  Sayfalar size içinizdekileri dökmenizi söylüyor, beden bunu uyguluyor, zihin ise sürekli kontrolcü bir yapıda bazı yazılanları silip bazılarını tebrik ediyor.  İnsanın kendisi ile çatışmaya girdiği bir alan orası. Kitabın yazım sürecini uzun bir süreye ayırmaya karar verdim. Birkaç yıl içerisinde yaşadıklarım ile eşleştireceğim fikirler sayesinde yaklaşık bin sayfaya kadar çıkarmayı düşünüyorum.  Bunun risklerinin farkındayım. Sıkıcı olmaması, sürükleyici ve bilgilendirici olması gerek.  Bu yüzden yıllara böldüm.  Gelişmeleri ve yeni fikirlerimi kitabım haricinde burada da paylaşa...

Sırlar ve Düzen



Karanlık bazen büyük sırlar saklar, bazen ise sakladığı sırlar size ağır geldiği için karanlığı aydınlığa çevirip içinizi döker ve bunlardan kurtulabileceğinizi, bir çözümün bulunabileceğini düşünürsünüz. En büyük yanlış bence burada gelir ve en büyük yanılgılardan biridir bu. Olayların daha iyi bir düzene girmesi için bu yaptığınızın size olan faydası yüzde yirmi belki vardır. Sonuç olarak ufak bir iç rahatlığı dahi, insanı daha olumlu sonuçlara götürecek kapıyı itelemeye yarayabilir. Ama bunun faydası ne olur? Hayattaki sorunları karanlık gibi saklamak yerine bir kişi ile paylaşıp aydınlığı getirmeye çalışmak; evet bazı açılardan olumlu sonuçlar verebilir. Benim burada düşündüğümü düşündüğüm basit düşüncem ise tamamen birkaç tecrübemden kaynaklanıyor ve bundan dolayı kendimi yadırgamıyorum. Yanlış yaptığım düşünülebilir, hatta insanlar bazı şeyleri paylaştığım için nefret edebilir, fakat bunun için kendimi suçlu hissetmek diğer insanların bu duruma girmemdeki suçlarını kabul etmemesini meşrulaştırmaz mı?

En büyük yenilgiyi doğduğum, kişiliğimin oluştuğu zaman aldığımı düşünmemdeki sebep tamamen dünya düzenidir. İçimdeki bastırılamayan çekingenlik, asosyallik, diğer insanlardan farklı olan fobilerim, bunların sadece birkaçı olabilir. Dünya düzeni kişiye göre olacak olsaydı eğer, ya da her kişilikteki insanlara özel dünya olsaydı ve bunlar birlikte o dünyada yaşasaydı ortaya üç ihtimal çıkardı. Birinci ihtimal; çok sıkıcı bir biçimde yaşayıp ölürdük. İkinci ihtimal; Herkesin birbiri ile anlaştığı, savaşların, cinayetlerin olmadığı bir dünya olurdu. Son ihtimal ise bunların tam tersi olur yani herkes birbirini yerdi. Son ihtimali göz önünde bulundurarak böyle bir ütopyayı kabul etmemek şuanki dünyayı da kabul etmemek anlamına gelir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Testere Filminden Replik

Sadece Bir An İçin

Pablo Neruda - Unutmak Yok