Boş Vakit Düşünceleri 4
Son derecede farklılaşan, ve benim üzerimde oldukça etkisi olan, sürekli değişen ruhsal hallerimi düşünürken kendimi anılar içerisinde, farklı mekanlarda, belki de dünya üzerinde olmayan yerlerde buluyorum. Bunun için oldukça hayal gücü gerekli diye düşünen birisi olursa haklı olma ihtimali var, fakat ruhsal bir durum ise eğer (ki ben böyle düşünüyorum) tüm bu fikirleri haksız kılar. Son sorulardan sonra oldukça farklılaştığımı, çevremdeki insanların bana söylemeye çalıştığı şeylere eğer çekinmezsem daha kesin ve net cevap verebildiğimi fark ettim. Acaba bu doğru mu? Kendimi kandırıyor olma ihtimalim diğer yüzlerce ihtimalden birisi ve bu ihtimal oldukça ağır basıyor, o yüzden onu üst sıralara koyabilirim. Dışarıda gezerken çevreye bakındıkça herkesin aklından bir sürü düşünce geçtiğini düşünüyor ve hepsini anlamaya çalışıyorum. Her saniyede farklı bir kişiye bakıp, hepsinin teker teker düşüncelerini anlamaya çalışıyorum. Bu benim için eğlenceli bir durum olmakla birlikte zihnimi de çalıştırıyor sanırım. Ama bana faydası var mı? Sanırım tek faydası zihnimi açık tutmasıdır.
Boş zamanlarda, ya da düşünecek bir şey bulamadığımda, ya da kendi hayatım ile ilgili bir şeyler düşünmeyi başaramadığım zamanlarda bu tarz şeylere eğilim gösterdiğim oluyor. Herkesin farklı bir davranış, yaşayış biçimi olduğunu bildiğimize göre benimkini kınamak sadece bana düşer ve bu konuda herkesi reddediyorum. Yaptıklarımdan, yaşadığım hayattan bütün gelen iyi ve kötü güçlerden ben sorumluyum ve kimsenin bu konuda üzerimde hak iddia etmesini asla istemiyorum ve bu konuda son derece kararlıyım. Düşünmemizin etkilerini o düşünceleri uyguladığımızda görüp, ne kadar doğru, ne kadar yanlış kararlar verdiğimizi anlamadan önce düşüncelerimizi birkaç kez daha tartıp ona göre geleceği şekillendirmeyi düşünmek ve uygulamak zor değil, sadece biraz odaklanılması gereken bir durumdur. Fakat benim gibi sürekli hayal gücünüz düşünmenize engel oluyor, bilinmeyecek bir zamanda da buna siz fark etmeden izin veriyorsa, yapılması gereken bence doğru zamanı beklemektir.
Bazen insanlar karşınıza öyle bir an çıkartır ki, birkaç kişiyi bir anda karşınızda, size karşı cephe almış, sizin zıttınızda bir düşünceyi size karşı kullanıyor olarak bulursunuz. Bu durumda benim yaptığım şey, haksız isem o düşünceyi kabul etmek olur fakat haklı isem, ispatlarımı önlerine dökmeden bu dil savaşını bırakmam. Bu son derece bir kararlılık ile yapılması gereken, asıl tartışma şeklidir bana göre. Cevaplar tatmin etmeyebilir, ya da düşüncelerimin beyinlerinde bıraktığı iz birkaç saat sürebilir, fakat sonuçta düşüncelerim onlara ulaşmış olacaklardır ve o an karşımda olan insanlar, o konuda onlar ile tekrar tartışmamı istemeyecek, nasiplerini almış olacaklardır. Üslup konusuna değinmiyorum bile. Çünkü önceki yazılarımdan birinde de belirttiğim gibi, karşınızdaki insan kendini beğenmiş şekilde size sorular sorduğu, kendi düşüncesini haklı bulduğu zaman size kalan şey ya haddini bildirmektir, ya da kendi kabına çekilip onu saçma düşünceleri ile baş başa bırakmaktır. Çünkü anlatsanız da sizi anlayacak seviyede olmamakla birlikte, kendi düşüncesini yüksek bir katılık seviyesinde kabullenmiş olup, hiçbir şekilde karşısındaki insandan nasibini alamayacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Görüşlerinizi bizimle paylaşın!